Tutuklu Medya A.Ş. Müdürü Atayman: Savunmam Dikkate Alınmıyor
Eski İBB Medya A.Ş. Genel Müdürü Atayman'dan Tutukluluk Sürecine Sert Eleştiri
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Dr. İpek Elif Atayman, SEGBİS üzerinden yapılan tutukluluk incelemelerinde savunma hakkının yok sayıldığını belirterek süreci eleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında 19 Mart 2025'te gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, tutukluluk sürecindeki hukuksuzluklara dikkat çekti.
Savunma Hakkı Yok Sayılıyor İddiası
SEGBİS üzerinden yapılan tutukluluk incelemelerinde savunma hakkının fiilen yok sayıldığını ifade eden Atayman, her ay tekrarlanan oturumlarda avukatlarına bilgi verilmediğini ve mahkeme sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini savundu. Atayman, "Her ayın ortasında SEGBİS ile İstanbul’daki mahkemeye bağlanıyorum. Avukatlarıma bilgi verilmiyor. 15-20 dakika boş mahkeme salonunu izliyorum. Hâkim cübbesiz geliyor, ‘Önceki beyanına ek var mı?’ diyor. Yine anlatıyorum: Medya A.Ş.’de 21 ay görev yaptım, tüm süreçler kamu denetimiyle yürütüldü. Suçumun ne olduğunu bile bilmiyorum. Ama hâkim yüzüme bakmıyor, cep telefonuna bakıyor ya da mübaşirle konuşuyor. Cümlem biter bitmez, ‘Tutukluluğun devamı! Koğuşuna gidebilirsin’ deniyor. Her şey bu kadar otomatik" şeklinde konuştu.
Afyonkarahisar'a Sevki Savunmayı Zorlaştırıyor
Afyonkarahisar’a sevkiyle savunmanın etkili biçimde yürütülmesinin neredeyse imkansızlaştığını belirten Atayman, "İnsanlığı, vicdanı, adaleti, masumiyet karinesini en çok SEGBİS ekranında sorguluyorum. Hâkim kararını sembolik de olsa bir ara verip açıklamıyor. Cümlem biter bitmez kararını söylüyor. Bu kadar net, bu kadar hızlı. ‘Adaletin yarısı yasa ise yarısı vicdandır’ demişti bir hâkim büyüğüm ama göremiyoruz. Devlete, kurumlarına güvenim var ama kararlar önceden mi belirleniyor, artık bunu sorguluyorum" dedi.
"Delilleri Karartma Şüphesi" İfadesine Tepki
Her ay tekrarlanan tutukluluk kararında yer alan ifadelerin onur kırıcı olduğunu dile getiren Atayman, "Her defasında ‘delilleri karartma şüphesi’ ve ‘adli kontrol yetersiz kalır’ gibi ifadeler yer alıyor. Bunlar canımı yakıyor. Kaçacağımı mı düşünüyorlar? Ne saklayacak sırrım, ne de gidecek yerim var. Burası benim memleketim. Dört ay oldu, hâlâ iddianame yok. Davayı, yargılamayı ve aklanmayı bekliyorum. Suçsuzluğuma sonuna kadar sahip çıkacağım" ifadelerini kullandı.
Avukatlardan Hukuki Girişim
Atayman’ın avukatları Faik Eren Kaptan ve Mehmet Ümit Erdem, SEGBİS oturumlarına ilişkin kendilerine bilgi verilmediğini belirtti. Avukatlar, sürece dair şu açıklamayı yaptı:
"Müvekkilimiz dört aydır iddianamesiz, somut hiçbir delile dayanmadan, yalnızca klişe ve varsayımsal gerekçelerle tutuklu bulunmaktadır. Bu tablo, masumiyet karinesinin ve ölçülülük ilkesinin açık ihlalidir. SEGBİS üzerinden yürütülen tutukluluk incelemeleri ise adeta bir boşluk tiyatrosuna dönüşmüştür. Savunma hakkı şeklen tanınmakta, mahkeme salonları otomatik kararların sahnesine çevrilmektedir. Yüzüne bile bakılmadan alınan tutukluluk kararları, adaletin vicdani boyutunu tamamen dışlamaktadır. Ayrıca İstanbul’da yaşayan müvekkilin zor şartlarla Afyonkarahisar’a habersiz sevki savunmayı fiilen imkânsız kılmış, tutukluluğu keyfi bir cezaya dönüştürmüştür. Sorumlular hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi uyarınca ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan işlem yapılmasını talep ettik. Bu sürecin derhal sona erdirilmesi, müvekkilimizin tutuksuz yargılanma hakkının tanınması ve süreçte yaşanan tüm hukuksuzluklar hakkında bu hafta Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunacağız"
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.