Aynı Mahkeme, Aynı Gerekçe: Tayfun Kahraman'da Neden İstisna?
AYM Kararına Rağmen Tayfun Kahraman Davasında Direnen Mahkeme: Çifte Standart mı Uygulanıyor?
Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davası sanığı Tayfun Kahraman'ın yeniden yargılanma talebini reddetti. Avukatlar, mahkemenin daha önce benzer AYM kararlarına uyarak beraat kararı verdiğini hatırlatarak, bu tutumu "çifte standart" olarak değerlendirdi.
AYM'nin Hak İhlali Kararı ve Mahkemenin Reddi
Anayasa Mahkemesi (AYM), şehir plancı Tayfun Kahraman'ın Gezi Parkı davası kapsamında aldığı mahkumiyetle ilgili hak ihlali kararı vermişti. AYM, Kahraman'ın sosyal medya paylaşımları ve basın açıklamalarının şiddete teşvik ya da hükümeti devirmeye teşebbüs etmeye yönelik ifadeler içerdiğinin tespit edilmediğini ve bunların hangi şiddet eylemlerine sebep verdiğinin anlaşılamadığına dikkat çekmişti.
AYM, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama kararının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti. Ancak mahkeme, bu karara uymadı.
Avukatın İtirazı ve Emsal Karar Vurgusu
Tayfun Kahraman'ın avukatı Cansu Çiftçi de karara itiraz etti. 'ten Murat Sabuncu'nun haberine göre, Çiftçi'nin mahkemeye sunduğu belgeler arasında dikkat çekici bir AYM kararı bulunuyor. Kararı dikkat çekici yapan, uygulayan mahkeme heyeti başkanının mevcut mahkeme başkanı olması.
Benzer Durumda Beraat Kararı Verilmişti
Avukat Cansu Çiftçi'nin dilekçesinde yer alan emsal kararda, Anayasa Mahkemesi 2018 yılında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmederek yeniden yargılama yapılmasına karar vermişti. Söz konusu davada sanık, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından hapis cezası almıştı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu AYM kararı doğrultusunda yeniden yargılama yaparak sanığın beraatine hükmetmişti. Kararın gerekçesinde, "Anayasa Mahkemesi kararının dikkate alındığı ve sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı" belirtilmişti.
Kanun Önünde Eşitlik İlkesi Tartışması
Şimdi akıllarda tek bir soru var: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce benzer gerekçelerle verilmiş ve benzer mahiyetteki Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarına uymuş, yeniden yargılama yapmış ve sanıkların beraatine hükmetmişken konu Tayfun Kahraman olduğu zaman neden benzer bir yol izlemedi? Mahkemenin kendi uygulamasına da aykırı bu tutumu, kanun önünde eşitlik ve hukuki öngörülebilirlik ilkelerine aykırı değil mi?
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.