Asi Nehri Kuruma Tehlikesiyle Karşı Karşıya: Deprem Enkazları ve Kirlilik Hayatı Tehdit Ediyor

Lübnan’dan doğup Türkiye’de Akdeniz’e dökülen ve ters akışıyla bilinen Asi Nehri, kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Deprem sonrası enkaz döküm alanı olarak kullanılması ve kirlilik, nehrin geleceğini tehdit ediyor. Yaşam savunucuları, yetkilileri acil önlem almaya çağırıyor.

Maraş merkezli depremin ardından zarar gören ve uzmanların uyarılarına rağmen korunmayan Asi Nehri, çevre felaketine doğru sürükleniyor. Deprem enkazlarının döküldüğü ve çöplerin yığıldığı bir alana dönüşen nehir, yaşam savunucularının tepkisine neden oluyor. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, kirliliğin depremden sonra katlanarak arttığını belirtiyor.

Beton Santralleri ve Taş Ocakları Tehdit Oluşturuyor

Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, Asi Nehri’ne en büyük zararı beton santralları ve taşocaklarının verdiğini vurguluyor.

Karasu, şu açıklamalarda bulundu:

“Asi Nehri depremden önce çok büyük bir kirliliğe maruz kaldı, depremden sonra da bu katlandı. Yaşam alanlarının ve konteynerkentlerin kanalizasyonu Asi’ye bırakılıyor. Ayrıca çevresindeki beton santralları ve taşocaklarının tüm pisliği de nehre akıtıyor. Normalde beton santralının, taşocaklarının atık havuzu olması gerekir ancak maliyete girmek istemiyorlar, zaten çoğu kaçak. Örneğin Çöğürlü Taşocağı, nehrin yatağını değiştirdi. Asi Nehri’nin kıyısına kurulan Aknehir’deki taşocağıyla da kum çıkarılıyor. Bu sebeple gölet gibi bir alan oluştu. Burası balıkların yumurtalarını bıraktığı noktaydı... Bir diğer örnek ise şehir merkezinden Samandağ’a giderken gözüken doğal dere yatağı. Kenarına molozlar dökülerek kaderine terk edildi. Bu sebeple dere yatağı daraltıldı. Sadece bununla da kalmıyorlar, çöpünü bırakan kamyonlar da var. Yapılan incelemelerde son birkaç yılda kuraklıktan dolayı nehrin suyunun inanılmaz boyutta azaldığı belirlendi. Kışın da yağışlı olmadığı için daha da kötü bir hale geldi. Bu şekilde tehlikenin boyutu artırıyor. Canlı yaşamı ise tehlikede.”

Milleyha Sulak Alanı İmara Açık

Asi Nehri’nin döküldüğü alan olan Milleyha Sulak Alanı’nın da tehlike altında olduğunu belirten Karasu, “Burada moloz dökümü yapılıyordu, tepkilerden sonra durdu. Temizlendi ama hâlâ kalın tabakalarla molozlar var. Ayrıca Milleyha’nın bir bölümü imara açık. Milleyha’nın ivedilikle korunması, imara kapatılması ve doğal sit alanı olarak ilan edilmesi gerekiyor. Burayla ilgili Çevre Bakanlığı bir karar aldı. Çalışma yapılacak ve bu şekilde sit alanının sınırları belirlenecek” dedi.

Yetkililere Çağrı: Doğal Sit Alanı İlan Edilsin

Nilgün Karasu, Asi Nehri ve çevresinin korunması için yetkililere çağrıda bulundu. “Çevre Bakanlığı alana uygun çalışmalar yapmalı. Asi’den Milleyha’nın girişine kadar olan bölüm doğal sit alanı ilan edilirse büyük bir kazanım olacak ki olması gereken de bu. Dünyanın en büyük sahil şeridi burada, 17 kilometre. Mesela burada Chelonia Mydas (yeşil kaplumbağa) türü var. Yaşamları tehlike altında. Öyle büyük bir aydınlatma var ki kaplumbağalar denize gitmek yerine ışığa gidiyor ve arabaların altında kalıyor. Asi Nehri’nin denizle birleştiği nokta, kıyı şeridi ve Milleyha bir bütün ve buna göre bir çalışma yapılmalı.”

Kuraklık Tarımı da Vurdu

Özellikle Amik Ovası’nda tarım yapan çiftçiler, sulama yapılamadığı için mağdur. Tarım alanları kuraklık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bölgedeki çiftçiler, suya en çok ihtiyaç duydukları yaz döneminde Asi Nehri’nin kuruması nedeniyle üretim yapamaz hâle geldiğini söyleyerek isyan ediyor.

Halk Sağlığı da Risk Altında

Asi Nehri’nin kuruması, sadece tarım ve çevre açısından değil, halk sağlığı açısından da ciddi riskler barındırıyor. Hekimler, Asi’nin kurumasının bölge halkı için tehlikeli olduğunu söyledi. Asi Nehri kurursa ve temiz suya erişim azalırsa yurttaşlarda görülebilecek bazı hastalıklar şunlar: İshal, Tifo, Hepatit A

Enfeksiyon kaynaklı yaşanabilecek hastalıklardan bazıları da şöyle: Şark çıbanı, Sıtma, Batı Nil Virüsü, Brusella

Haber Merkezi