'Duran Adam' Eylemi Sanıkları Ekimde Hakim Karşısına Çıkacak
Taksim'de 'Duran Adam' Eylemine Müdahale: Gözaltılar ve Adli Kontrol Kararları
Gezi Parkı eylemlerinin yıl dönümünde Taksim Meydanı'nda düzenlenen 'Duran Adam' eylemine polis müdahalesiyle 21 kişi gözaltına alındı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan eylemcilerden M.E.K., yaşananları Cumhuriyet'e anlattı.
28 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda gerçekleştirilen "Duran Adam" eylemi nedeniyle gözaltına alınan 21 kişiden 19'u adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yaşı küçük olan iki çocuk ise serbest bırakılmıştı. 19 kişi, 8 Ekim'de İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
"Sadece Duruyorduk, Büyük Bir Suç İşlemiş Gibi Muamele Gördük"
Adli kontrolle serbest bırakılan M.E.K., Cumhuriyet'e yaşadıklarını anlatırken, "Biz hiçbir şey yapmadık. Yürüyüş yok, pankart yok, sadece duruyorduk. Ama sanki büyük bir suç işliyormuşuz gibi muamele gördük" ifadelerini kullandı.
"Spontane Gelişti, Bir Anda Sarıldık"
Olay gününü anlatan M.E.K., "O gün Göztepe'deydim. Sosyal medyada ‘duran adam’ görselleri çok yayılmaya başlamıştı. Sivil itaatsizlikti bu; sadece durmak... Bir çağrı olmadı, spontane gelişti. Taksim’e gittim, baktım 10-15 kişi duruyor, ben de katıldım. 15- 20 dakika geçmeden etrafımız sarıldı" dedi. Gözaltı sürecinin hukuki prosedürlere aykırı geliştiğini ve hiçbir uyarı yapılmadan müdahale edildiğini belirtti.
"Uyarı Yapılmadan Ters Kelepçe Takıldı"
M.E.K., "Polis anons geçmedi. Normalde ‘dağılın’ uyarısı yapmaları lazım. Direkt çevik kuvvet tarafından sarıldık. Tahliye alanı da açılmadı. Ters kelepçeyle alındık. Otobüste bilekleri burkulan, kafası bastırılan arkadaşlarımız oldu. Reşit olmayan çocuklar vardı, onlara da çok sert davranıldı" şeklinde konuştu.
"Sadece Durduk, Vicdanımız Rahattı"
Adli kontrol şartlarını eleştiren M.E.K., "Haftada iki gün imza ve yurtdışı yasağı verdiler. Ne yaptık ki? Ne yürüyüş yaptık, ne slogan attık. Sadece durduk. O gün ters kelepçeyle otobüse bindirildik. Başımız eğilmedi çünkü vicdanımız rahattı" dedi.
"Sanık Değil, Şiddetin Tanığıyım"
İfade sürecinde gönüllü avukatların desteğiyle yalnız olmadıklarını anlatan M.E.K., ekim ayında başlayacak dava sürecine ilişkin ise şunları söyledi: “Orada sanık olarak değil, tanık olarak bulunacağım. Suç işleyen biz değildik. Sessizce duran insanlara uygulanan şiddetin tanığıyım. Asıl yargılanması gereken biz değiliz. Adaletin sesini dile getireceğim.”
"Sistemin İçinde Kalıp Değiştireceğiz"
Eyleme katılma gerekçesini sadece kişisel bir duruş değil, daha büyük bir mücadele olarak tanımlayan M.E.K, "Bu dava sistemin bizi dışlamaya çalışmasının bir yansıması. Ama inatla sistem içinde kalacağız. Ancak içeriden değiştirerek bir şeyleri dönüştürebileceğimize inanıyorum" dedi.
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.