Edirne İdare Mahkemesi'nden Jeotermal Projesine Durdurma Kararı

Edirne İdare Mahkemesi, Keşan'daki jeotermal kaynak arama projesi için verilen "ÇED gerekli değildir" kararının yürütmesini durdurdu.

Edirne Keşan Kent Konseyi, özel bir şirket tarafından Keşan ilçesine bağlı Kılıç, Türkmen, Akçeşme ve Boztepe köyleri sınırları içerisine yapılması planlanan jeotermal kaynak arama amaçlı sondaj çalışması projesi için verilen "ÇED gerekli değildir" kararının Edirne İdare Mahkemesi tarafından yürütmesinin durdurulduğunu açıkladı.

Köylüler ve Kent Konseyi Kararı Sevinçle Karşıladı

Keşan Kent Konseyi'nde düzenlenen basın toplantısında açıklamayı yapan Boztepe Köyü Sulama Kooperatifi Başkanı ve Boztepe Köyü Muhtarı Hasan Akdeniz, kararın ardından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Akdeniz, şunları söyledi:

"Doğayı, suyu, toprağı ve köy yaşamını korumak için aylardır verilen mücadelenin sonunda adalet konuştu. Edirne İdare Mahkemesi, Boztepe, Türkmen, Akçeşme ve Kılıçköy bölgelerinde planlanan jeotermal arama ve seracılık projesine dair 'ÇED gerekli değildir' kararının yürütmesini durdurdu. Gerekçe çok net. 'Telafisi mümkün olmayan zararlar doğabilir.'"

"Bu Topraklar Emeğin ve Alın Terinin Toprağıdır"

Akdeniz, köylülerin kararlı duruşu, muhtarların sesi, Kent Konseyi’nin ve çevre gönüllülerinin ısrarlı takibi sayesinde bu noktaya gelindiğini vurguladı.

"Köylülerimizin kararlı duruşu, muhtarlarımızın sesi, Kent Konseyi’nin ve çevre gönüllülerinin ısrarlı takibi sayesinde bugün bu noktaya gelindi. Her kuyuya, her sıcak suya ‘kalkınma’ adı verilemeyeceğini bir kez daha hatırlattık. Bu topraklar yüzlerce yıldır tarımın, emeğin, alın terinin toprağıdır. Şimdi o toprak, kendi evlatlarını korumuştur. Artık bu dava yalnızca Boztepe'nin değil, tüm Trakya'nın, tüm Türkiye'nin doğa hakkı mücadelesidir."

"Bu Karar Geleceğimize Sahip Çıkmanın Tescilidir"

Akdeniz, jeotermal enerji adı altında başlatılan girişimin içme suyu kaynaklarını, tarım arazilerini ve yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtti.

"Jeotermal enerji adı altında başlatılan bu girişim içme suyu kaynaklarımızı, tarım arazilerimizi, yaşam alanlarımızı tehdit ediyordu. Mahkemenin kararı, sadece bir yasal durdurma değil, geleceğimize sahip çıkmanın tescilidir. Bu karar, çocuklarımıza bırakacağımız en temiz mirasın yaşanabilir bir doğa olduğunu gösterdi. Artık gözümüzü ayırmadan, yeni süreçte doğamızı korumaya devam edeceğiz. Bu sadece bir dava değil, yaşam hakkı mücadelesidir. Telafisi olmayan zararlar olmadan önce, adalet 'dur' dedi."

Haber Merkezi