Murat Çalık'ın Annesi Hastanede Nöbette: "İnsaf, Vicdan Diyorum!"
Kanser Tedavisi Gören Beylikdüzü Belediye Başkanı İçin Ailesinden Çağrı: "Vicdan ve Merhamet Bekliyoruz"
Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve cezaevinde sağlık durumu kötüleşen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın ailesi, yetkililere çağrıda bulundu. Anne Gülümser Çalık hastane önünde nöbet tutarken, ablası Sema Koçhan Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) raporundaki çelişkilere dikkat çekti.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın cezaevindeki sağlık sorunları kamuoyunun gündeminde. Kanser tedavisi geçmişi olan ve tutukluluk sürecinde rahatsızlanan Çalık için ailesi endişeli. Annesi Gülümser Çalık hastane önünde nöbet tutarken, ablası Sema Koçhan ve diğer aile üyeleri yetkililerden merhamet ve adalet bekliyor.
Anne Çalık Hastane Önünde Nöbette: "Oğlumu Eve Gönderin"
Gülümser Çalık, hastane önünde nöbet tutmaya devam edeceğini belirterek, "Nöbet tutmaya devam edeceğim ve bu hastane bahçesinden hiç gitmeye niyetim yok. Burada kalmayı düşünüyorum" dedi. Oğlunun sağlık durumu hakkında endişelerini dile getiren anne Çalık, yetkililere seslenerek, "Adalet Bakanı’na yalvarıyorum, vicdan diyorum, insaf diyorum. Bu oğlumu bir an önce inceleyip cezasını kesip eve göndersinler. Çocukları var, günah. Ben bir anne olarak çok üzgünüm" ifadelerini kullandı.
Ablası Koçhan'dan ATK Raporuna Tepki: "Neden Değerler Değişti?"
Sema Koçhan, hastanede yapılan detaylı tetkiklerde riskin ciddi boyutta olduğunun belirtildiğini hatırlatarak, ATK’nın raporunda değerlerin “3-4” olarak yazılmasına tepki gösterdi. Koçhan, şunları söyledi:
“Biz Murat Başkan’la birlikte 15 gün kadar Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeydik. Her gün bir tahlil ve tetkik yapıldı. Kemik iliği biyopsisi alındı ve orada çıkan raporda kemik iliği biyopsisinin 4-5 olduğu, zaten sınırın 6 olduğu söylendi. 4-5’te nüksetme riskinin çok yüksek olduğu belirtildi. Zaten onu da biliyorsunuzdur; boynundan da bir kitle alındı. O da doktorların ifadesiyle "başlangıç'mış. Yani ilerlemiş vakası farklı bir şeye evrilebilirdi. Hadi onu atlattık, kemik iliğinin sonucu da belliydi, raporda da yazıyordu. Fakat Adli Tıp’a giden raporda -sonradan bunu televizyonda, sosyal medyada gördüm- oradaki raporda değerin 3-4 olduğu yazıyor. Biz şok olduk, şaşırdık. Elimizde zaten hastanenin rapor bilgileri var. Neden bu 3-4 olarak yazıldı? Çünkü kardeşime orada herhangi bir muayene yapılmadı. Sadece Adli Tıp’a gitti, görsel olarak bakıldı. Tahlil, bir tetkik yapılmadı. Neye göre 3-4 yazıldı? Akıllara zarar. Ve biz de bunu soruyoruz. Neden bu tahlil burada değişti? Değeri değişti?"
Koçhan, kemik iliği biyopsisinin tekrar alınmasını istemediklerini belirterek, "Ve ben bu sefer diyorum ki; bizi tekrar şehir hastanesine yolladılar, biz Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde neden o zaman yattık? Oradaki profesörlerin, hocaların yazdığı raporu yok saydığınız yerde o hastaneyi de yok saymış oluyorsunuz. Biz tekrar kemik iliği biyopsisinin alınmasını asla istemiyoruz. Çünkü çok ağrılı bir işlem bu. Kendi de zaten biz yanına girdiğimizde, bize bir görüş ayarlanmıştı hastanede, "abla çok acıdı" dedi o kemik iliğinin alındığı yer. Onu istemiyoruz. Ve artık sesimizin duyulmasını... Ben hâlâ ve ısrarla soruyorum: Bu Adli Tıp’ta bu rapor nasıl 3-4 olarak kayda geçti, merak ediyorum" şeklinde konuştu.
Aile üyeleri ayrıca, hastane odasına sadece iki avukatın girişine izin verilmesine de tepki gösterdi. Yeşim Koçhan, “Biz şu anda gerçekten çok aciz bir durumda kaldık, oradan oraya, oradan oraya sürüklenmekten... Allah’ın adaletine güveniyoruz, tıp doktorlarına da güveniyoruz. Adalet Bakanı’na merhamet diyorum. Onu doğru kararlar vermeye davet ediyorum. Çünkü kardeşimin İzmir Araştırma Hastanesi’nde çıkan ve 4-5 sınırında olan kemik iliğinden alınan tetkik değeri, Adli Tıp raporunda 3-4 olarak değiştirilmiş. Aklımız almıyor. Yani böyle bir şey nasıl yapılır? Bu hangi vicdana sığar? Herkesi merhamete davet ediyorum. Bu yaşadıklarımızı Yüce Rabb'im kimseye yaşatmasın diyorum. Çünkü bizler vicdanlı insanlarız, merhametli insanlarız, ahlaklı insanlarız. O yüzden kardeşimin bir an önce doğru şekilde, doğru kararla evine gelmesini istiyoruz. Kardeşim çok zayıfladı. Her tarafı morarmıştı, perişan bir vaziyetteydi. Ve 18 değil, 25 kilo... 25 kilo kaybetti benim kardeşim. Sağlığıyla beraber bir an önce evine dönmesini diliyorum Yüce Rabb'imden. Avukatlar da dediler ki, iki avukat sınırlaması getirmişler. İkiden fazla avukat da giremiyor yanına. Bu neyin kısıtlaması? Kardeşimin ne suçu var onu da bilmiyoruz. Bu neyin kısıtlaması? Biz kardeşimi görürsek ne yapabiliriz? Allah’ın adaletine sığınıyorum” ifadelerini kullandı.
Çalık'ın Sağlık Durumu Endişe Yaratıyor
Mehmet Murat Çalık, 1999 yılında akut lösemi tedavisi görmüştü. Daha sonra kanser tedavisi iki kez tekrarlanan Çalık’ın sağlık geçmişi, tutukluluk koşullarında yeniden gündeme geldi.
Cezaevinde sağlık durumu giderek kötüleşen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın durumu kamuoyunda endişe yaratıyor. Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve tutukluluğu sırasında lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen Çalık, sonrasında cezaevinde fenalaşarak anjiyo olmuştu. Ailesi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmeyen Çalık için çağrıda bulundu.
Tutuklu bulunduğu süreçte rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan Çalık’ın, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tetkiklerinde lenfoma nüksü şüphesi belirlendi. Yapılan kemik iliği biyopsisinde ise değerlerin kritik eşik olan “4-5” düzeyinde olduğu belirtildi. Ancak hastanenin raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK), tüm tetkiklerin yeniden yapılmasını isteyerek Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi.
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.