Özel: "Butlan ya da Kayyım Kararı Çıkarsa Tanımam"
Özgür Özel'den Gündem Değerlendirmesi: Bayburt Mitingi, İran-İsrail Gerilimi ve Halk TV'ye Yönelik Baskılar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlarken, Bayburt mitinginden İran-İsrail savaşına, Halk TV'ye yönelik baskılardan Ferdi Zeyrek'in vefatına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladı. Özel ilk olarak CHP’nin 14 yılın ardından dün Bayburt’ta düzenlediği mitingi değerlendirdi. Mitingdeki kalabalığın beklentilerinin ötesinde olduğunu bildiren Özel, şunları söyledi:
“Benim için zordu. Çünkü Ferdi'nin ölümünün üzerinden ilk kez miting yapıyoruz. Bayburt’ta ‘Ferdi Başkan gibi aday bulun. Onu çok beğendik, çok ağladık’ diyenler oldu. İl başkanlığımıza gelmişler, ‘Ferdi Bey'e hatim bağışladık, bildirin, duasını yapsınlar Manisa’da’ demişler. Ferdi'den bahsettiğimizde yoğun sahip çıkış vardı. Yağmur doluya döndü, yine de dağılmadılar. Büyük bir kırılma, iktidardan kopuş ve arayış başlamış. Bayburt'a nasıl sahip çıkacağımızı söylememiz destek gördü. Asgari ücretle, emekli maaşıyla, kamu çalışanlarıyla ilgili, enflasyon üzerinden yapılan değerlendirmeler destek gördü. Daha umutlu, daha moralli, motive olmuş şekilde ayrılıyoruz Bayburt'tan.”
Bayburt Artık Kimsenin Kalesi Değil
Özel, “Bayburt artık AK Parti’nin kalesi değil” sözlerinin sorulması üzerine ise “AK Parti’nin kalesi diye biliniyor ama şu duygu hakim olmuş: ‘Bir milletvekili var. AK Parti’ye vermişiz. Bir belediye var. AK Parti'ye vermişiz. Ama AK Parti bize değer vermemiş. Çantada keklik görüyor. Doğru adaylar gösterin, çantada keklik olmayacağımızı göstereceğiz.’ Ben de dedim, ‘Burası artık kimsenin kalesi değil, milletin kalesidir’” diye konuştu.
İran-İsrail Gerilimi ve Türkiye'nin Rolü
Özgür Özel, İran-İsrail savaşına değinirken, İsrail'in ABD seçimlerini fırsata çevirip Gazze’de soykırıma giriştiğini, Trump'ın İsrail yanlısı olmasının Netanyahu'nun önünü açtığını ifade etti. Özel, şunları kaydetti:
"Trump, Gazze'deki soykırımın üstüne oralara çökmeyi, Doğu Akdeniz’deki zengin hidrokarbon yatakları üzerinde söz sahibi olmayı hesaplıyor. Hem Suriye'de yeni bir denklem kuruyorlar hem de İran'da rejimi değiştirmeye yönelik hamleleri var. İran'ın demokratik rejime kavuşmasını herkes ister ama İsrail-Amerika'nın müdahalelerinin demokrasi değil, istikrarsızlık getirdiğine; Müslüman kanı döküldüğüne Irak'tan şahidiz. Suriye'de de demokrasiye doğru yürüyüş görülmüyor. İsrail, şımarık çocuk gibi her tarafa saldırıyor. Esas sorun Trump. O, ‘Aferin’ diyor, ‘İyi yaptın’ diyor. Trump’ın açıklaması, olabilecek en sorumsuzca açıklama"
Erdoğan'ın İsrail’e laf söyleyip Trump'a laf söylememesinin meselenin neresinde durduğunu gösterdiğini belirten Özel, "Trump'ın denkleminde Erdoğan'a verilmiş bir rol var. Erdoğan o rolün kendisine iç politikada getireceği kazanımın peşine düşüp Filistin davasındaki Türkiye'nin milli duruşunu da kendisinin tarihsel tutumunu da terk etmiş durumda. Bunu tehlikeli buluyorum. Sana rağmen komşunu bombaladılar mı? Golan’da İsrail ilerledi mi? Ondan sonra askeri gücün ne kadar caydırıcı olursa olsun, ne kadar güç güçlü bir ülke olursan ol, etkisiz eleman haline geliyorsun. Bir denklem kurulmuş. İngiltere-Amerika-İsrail arasında. Türkiye'ye rol verilmiş. Nasıl bir rol? İsrail ile kayıkçı kavgası yapıp Amerika'nın İsrail üzerinden kurduğu planlara karşı çıkmayan, Suriye'de kendisine tanımlanan pozisyona itiraz etmeyen, güvenlik kaygılarını ön plana çıkarıp ekonomik sorunların konuşulmasının geri plana itilebileceği bir pozisyona çekilmiş durumda" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin kurulan oyuna seyirci kaldığını ifade eden Özel, "‘İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’ demişti, Erdoğan mesela. Günlerce konuşuldu. Meclis’i toplantıya çağırdık. ‘Gelin, anlatın’ dedik. Hiçbir şey anlatmadılar. İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye diye düşünüyorsanız; işsizliği unutun, yoksulluğu unutun, ‘İsrail tehlikesi var’ı konuşun diyorsanız, İsrail bu mevzileri kazanırken ya da Trump yol verirken o zaman yanlış yerde duruyorsunuz. Türkiye'nin Trump'ın suyuna gidip de kurulan oyuna seyirci kalmasını neden nasıl mazur göreceğiz?” dedi.
Özel, “Türkiye için bir risk söz konusu mu” sorusuna karşılık şöyle konuştu:
“Bölgenin istikrarsızlığı Türkiye için bir risk. Yanı başınızda savaş olduğunda, en basitinden Antalya'ya turist gelmiyor. Ekonominiz kötü etkileniyor. Bölgede denklem İsrail’in lehine değişiyor ve İsrail'in lehine değişen denklemde Türkiye'nin orta ve uzun vadeli çıkarı olmaz. Buradan Türkiye’ye bir çıkar bekleyenler, Türkiye'ye büyük kaybettirirler. Türkiye, İsrail’e ‘dur’ deyince İsrail’in durması gerekir. Trump, İsrail’e ‘yürü’ deyince Türkiye seyredecek bir ülke değil.”
Özel, “Türkiye'nin içine çekilebileceği bir bölgesel savaş ihtimali var mı?” sorusuna, “Bölgede istikrar olmadığı zaman Türkiye de istikrarlı, güvenli olmuyor. O zaman büyüme de olmuyor, huzur da olmuyor. Bölgede gerilimin yükselmesini planlı şekilde körükleyen bir plan var ve Türkiye, güvenlik kaygılarının bolca konuşulmasını istediği bir döneme doğru çekilmeye çalışılıyor” yanıtını verdi.
Kurultay Davası ve Kayyım İddiaları
Partisinin 38’inci Olağan Kurultayına ilişkin 30 Haziran’da görülecek davada, iddianamede şüpheli olarak yer almasına karşılık Özel, “Meczupların ifadelerinde adımız geçmiş ama beni bir şeyle de suçlamıyorlar. Kongreyi kazanma suçum var onların gözünde” ifadelerini kullandı. Özel, butlan ya da kayyım kararı çıkarsa tanımayacağını söyledi. Özel şöyle devam etti:
“Tanımam kararı. Butlan ya da kayyım kararı çıkarsa tanımam. Nasıl İBB'ye kayyım kararı çıktı, aslında kayyım niyeti çıktı, biz tanımadık bunu ve gittik iradeye sahip çıktık... Ben delegenin de üyenin de bize oy veren herkesin de iradesine sahip çıkarım. Butlan kararı çıkarsa benim gözümde o da butlandır. Yok hükmündedir.”
Halk TV'ye Yönelik Baskılar
Özgür Özel, Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu hakkındaki yakalama kararını şöyle değerlendirdi:
“Akın Gürlek diyor ki ‘Yüzde 25'i ikna edebildik, nasıl oluyor bu yüzde 75'i edemiyoruz?’ Burada kendisine bazı hedefler belirlemiş. Biri de muhalif ve özgür basın. Mahiroğlu’nun şahsında Halk TV'yi susturmak esas maksadı. ‘560 milyar lira yolsuzluk var’ diye basın bülteni geçmişti. Biz dedik ki ‘Altı yıllık bütçesi 490 milyar. Bunun yüzde 60-70’i personel gideri. Ne diyorsunuz?’ Bunu Halk TV duyurdu. Başsavcılık iddiayı ortaya atıyor, cevabı Halk TV'den duyuyor millet. Diyoruz ya ‘Gelin, TRT'den canlı yayın yapalım.’ Onlar da ‘Gelin, Halk TV'yi de susturalım. Sırf yalanlar duyulsun, cevaplar duyulmasın’ istiyorlar. Burada hedef, Mahiroğlu'nun şahsı değil, gerçekler. Hakikate yakalama kararı çıkarmış.”
Ferdi Zeyrek'in Vefatı
Özel, “Ferdi Zeyrek’in ölümünde bir kuşku var mı?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Yok. Normal yollardan insanın içi almayınca taziyede de birçok kişi bunu ifade etti. Havuzda su bulanıklığı oluyormuş. Kendi mimar, orayı kendi yapmış. Elektrik Mühendisleri Odası'nın raporu var ki oda başkanı, Ferdi'nin de benim de yakın arkadaşımız. Raporda, ‘Olmaması gereken beş büyük hata var’ dediler. Kimin ihmali varsa ortaya çıksın ama suikast yok. İnsanlar Ferdi Zeyrek'e baktıklarında büyükşehir belediye başkanından çok kendilerini gördüler. Çok doğal, çok samimi. Manisa bir buçuk yılda sevmişti, Türkiye de bir buçuk günde sevdi Ferdi’yi.”
>Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.