Özgür Özel: AK Parti'den Kurtulma Zamanı Geldi, Hatta Geçiyor

Özgür Özel: AK Parti'den Kurtulma Zamanı Geldi, Hatta Geçiyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti'nin artık halktan uzaklaştığını ve ayrıcalıklı bir zümrenin partisi haline geldiğini savundu. Özel, "AK Parti'den kurtulmanın zamanı geldi, çoktan geçiyor" diyerek, iktidarın devleti ele geçirdiğini ve kibirli bir yönetim sergilediğini öne sürdü. CHP lideri, çiftçinin, öğrencinin ve dar gelirli vatandaşların sorunlarına çözüm bulacaklarını ve devletin kapılarını millete açacaklarını vurguladı.
<> Özgür Özel'den Erken Seçim Çağrısı: "2 Kasım Pazar Türkiye'nin Kurtuluş Günüdür"

Özgür Özel'den Erken Seçim Çağrısı: "2 Kasım Pazar Türkiye'nin Kurtuluş Günüdür"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Amasya'da düzenlenen mitingde iktidara sert eleştiriler yönelterek, erken seçim çağrısında bulundu. Özel, emekli ve asgari ücretlilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, iktidarın milletin sesini duymadığını savundu.

CHP'nin Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bu haftaki adresi Amasya oldu. Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özel'den İktidara Ekonomik Eleştiriler

Özel, iktidarı şu sözlerle eleştirdi:

"Şimdi, milletin 31 Mart'ta verdiği mesajı almayanlar, millet kulaklarını çektiği halde anlamayanlar, sarı kartı gördüğü halde bundan ders çıkarmayanlar hâlâ milletle uğraşıyor. Asgari ücretliler, emekliler tarihlerinin en zor dönemini yaşıyorlar. Hatırla Amasya. İnanmayan, hafızasına güvenmeyen yarım bir kuyumcuya gitsin. Ben Türkiye'nin dört bir yanında yapıyorum. Kuyumcuya sorun; hemen bakıyor bilgisayardan. 2002’de Tayyip Bey gelmeden, AK Parti gelmeden çeyrek altın kaç paraydı, en düşük emekli maaşı kaç paraydı? Bu arkadaşlar gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Güya son verdikleri zamla...Bu iktidar gelmeden önce, asgari ücret 2002 yılında 7 çeyrek altın alıyordu. Şimdi bu asgari ücret sadece 3 çeyrek altın alıyor. Her biri emeklinin cebinden ayda 6 çeyrek altın aldın. Her bir asgari ücretlinin cebinden ayda 4 çeyrek altın kayıptır.Bu çeyrek altın: Masada peynirle kayıptır, tencerede kıyma olarak kayıptır, çocuğun beslenme çantasında kayıptır, hanımın çantasında kayıptır, senin ayağına geçirdiğin ayakkabının altındaki delikte kayıptır. Birileri devri değiştirmiştir, kendi dönemlerini başlatmıştır. Şimdi devrin tersine dönme zamanıdır. Amasya’dan haykırıyoruz ki: Bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacaktır.

Emekli ve Asgari Ücret İçin Kanun Teklifi

"Buradan bütün Türkiye’ye canlı yayında çağrımdır. Ama önce bir selamlama daha. Adıyaman, Adana ve Antalya izliyordu. İstanbul’da Vatan Emniyet’in önünde de canlı yayın var. Buradan oraya bir dayanışma alkışı yollayalım. Emeklilere yüzde 16 zam. Aynı gece doğalgaza yüzde 25 zam. ÖTV yüzde 45 artacak. Ama emekliye yüzde 16 verecekler. Biz bütün taraflarla görüşerek, bütün hesapları, kitapları yaparak en düşük emekli maaşının 30 bin 205 lira olması için, asgari ücretin 30 bin 205 lira olması için, memur emeklisine de 16 bin lira seyyanen zam verilmesi için üç ayrı kanun teklifini Meclis’e sunduk. Meclis açık, Reşat vekili orada. Bütün vekillerimiz orada. Diyorlar ki ‘15’inden sonra biz gideceğiz. Tatile gideceğiz.’ Nereye gidiyorsun? Millet bu haldeyken, emekli 14 bin lirayla sürünmekteyken, asgari ücret 22 bin lira ile açlık sınırının altındayken ve memur emeklisi seyyanen zam beklerken, 600 bin kamu çalışanı çerçeve sözleşmeyi beklerken nereye gidiyorsun? ‘Denize gideceğim. Tuzlu suya gireceğim.’ Buradan AK Parti’nin, MHP’nin milletvekillerine sesleniyorum. Milletin yarası var. Milletin yarası kanıyor. Milletin yarasına merhem olmak için Meclis var. Milletin yarasına merhem olmayanlar, yaraya tuz basanlar, tuzlu suya gidip giremezler. Bu millet size hakkını helal etmiyor."

"Darbeye Harcanan Para" Eleştirisi

"Bir darbe yaptılar. Biraz önce söyledim, 150 milyar dolar; 6 trilyon lira. ‘Asgari ücret 30 bin lira olsun’ diyorum. ‘Kaynak yok’ diyorlar. Darbeye harcadıkları para gerekli işveren desteğinin tam 120 katı. Yani biz ‘Asgari ücret artsın’ diyoruz ya, şu çay ocağında, yanındaki reklamcıda, yanındaki esnafta, büfede çalışan arkadaşa ‘22 bin lira değil de 30 bin lira versin’ diyoruz. Ama bu esnafa yük olmasın diye ‘6 bin 500 lira işveren desteği verelim’ diyoruz. İşte bu işveren desteklerinin toplamının tam 120 katını darbe için yaktılar. Emekliye verdikleri zammın 150 katını darbe için yaktılar. Çiftçiye verdikleri 5 yıllık, 1 de değil; 5 yıllık desteğin 17 katını darbe için yaktılar. 6 Şubat’ta deprem oldu. ‘Asrın felaketi’ dediler, 100 milyara mal oldu. 1,5 katını, 150 milyar doları darbe için yaktılar. Bunun için artık ‘Para yok’ diyene ‘Karnımız tok bu yalanlara’ diyeceğiz. Bu para ile 86 milyonun, hepimizin cebinden 70’er bin lira çaldılar. Hepimizden 10’ar çeyrek altın aldılar. Millet bu parayı alamadığı zamla, iğneden ipliğe gelen zamla, doğalgaza, benzine, akaryakıta gelen zamlarla ödüyor. Bu para ile işsize iş, aşsıza aş bulunabilir. Bu para ile Türkiye ayağa kaldırılabilir. 13 milyon işsize 40’ar bin lira maaş bağlanabilir. 6 milyon yoksul aileye 83’er bin lira maaş bağlanabilir. 2,3 milyon çiftçinin bankalara tüm borçları kapanabilir. Aynı anda 1,7 milyon üniversite öğrencisine 3 bin değil, 83 bin lira para verilebilir, ailesine bile bakması sağlanabilir. Böyle büyük bir parayı darbeye harcayıp, vatandaşa bulamayanlar ama işlerine geldiğinde zevk içinde, sefa içinde, keyif içinde yaşayanlar var."

Lüks Yaşam Eleştirisi ve Orman Yangınları Vurgusu

"Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın emrinde dünyanın en pahalı iki tane limuzin Mercedes’i var. Bin 500 odalı sarayda saniyede bir asgari ücret parası harcıyorlar. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın emrinde 14 uçak var. Bir tanesi uçan saray. Dünyanın en lüks uçağı. Yedi tane var, biri bunda. Ama ne yok? Yangın söndürme uçağı yok. Canım Ege’nin, vatanın dört bir tarafının ormanları cayır cayır yanarken uçak yetmiyor, helikopter yetmiyor, ekipman yetmiyor, Orman Genel Müdürlüğü’nün kahraman çalışanlarının sayısı yetmiyor. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ormandaki canlar yanıyor. Ama AK Parti sadece seyrediyor. AK Parti döneminde orman yangınları son 10 yılın ortalamasının bile bugün iki kat üzerine çıktı. AK Parti’nin varlığı ne kadınlara, ne çocuklara, ne işsizlere, ne gençlere, ne emekliye, ne asgari ücretliye, ne ormana, ne ormanda yaşayan canlılara iyi gelmiyor. AK Parti’den kurtulmanın zamanı geldi, çoktan geçiyor. Çoktan geçiyor."

Devleti Milletin Yapma Vurgusu

"Değerli Amasyalılar bir zamanlar bu topraklarda devlet milletin eviydi. Ve devlet millet içindi. Mahkemeler millet adına karar verir, okullar çocuklara karınca kararınca ama eşit hizmet sunardı. Hastanenin kapıları herkese eşit açıktı. Birilerine özel hastanelere daha iyi tedaviler, birilerine aylar sonrasına randevular yoktur. O evin anahtarlarını aldılar, çaldılar. Millete bu kapıları kapattılar. 86 milyon bir avuç insanın ihtirasına teslim edilmiş durumda. Devletin kurumları artık millete değil, bir partiye, o partinin seçkinlerine, onun torpillilerine çalışıyor. Gençler okuyorlar, ama torpil yoksa maalesef mülakatları geçemiyorlar. Artık gençler ‘Ben çalışırsam, istediğim okula giderim, istediğim mesleği yaparım’ değil, ‘Eğer bir tanıdık bulursak bir yerlere gelebiliriz’ diyorlar. Artık AK Parti milletten ayrı bir zümrenin partisidir. Artık AK Parti devleti ele geçirmiş kibirlilerin partisidir. AK Parti aşırı kibrin partisidir. Tarlada ter döken çiftçinin, okulda dirsek çürüten öğrencinin, cefakar anaların, babaların, devletin millete kapattığı kapıların ardında kalmasına izin vermeyeceğiz. Cumhuriyet'in tohumlarının atıldığı bu topraklarda tekrar devleti milletin yapmak için bir yürüyüşe var mısınız? Var mısınız? Hazır mısınız? Kurdukları bu kirli düzen artık çatırdıyor. Bakmayın kibirlerine, bakmayın asıp kestiklerine. Bakmayın tehditlerine, korkuyorlar. Artık bu bir avucun peşinden millet gitmiyor. Millet onların peşinde değil, millet nerede? İşte burada. Millet burada, Amasya burada. Gecenin bir vaktinde Amasya, umudun yanında. Artık o eski siyaset bitti. Artık bundan sonra milletin sesini duyanın geleceği, sesini duymayanın gideceği bir düzen var."

Erken Seçim Çağrısı

"Bugün Erdoğan uçakta gelirken, günlerdir televizyonlar gösteriyor ya ve Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti. Anketlerde önde, farkı açıyor. AK Parti 30’un altına gitmiş, CHP 40’a tırmanıyor. Kimi 40 bulmuş, kimi 36. Ama Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi. İşte bunu hazmedemeyince kendine soru sordurmuş, cevaplıyor: ‘Onlar kadar biz de anket yaptırıyoruz. CHP birinci değil, eşitiz. Hatta öndeyiz’ diyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Amasya’dan sesleniyorum. Sen birinci parti olsan takla ata ata, parende ata ata sandığa gidersin. Hodri meydan, hodri meydan. Ey Erdoğan, 2 Kasım Pazar, eğer anketine güveniyorsan, kendine güveniyorsan, partine güveniyorsan hodri meydan. 2 Kasım Pazar getir sandığı, al boyunun ölçüsünü. Erdoğan kaçma, sandıktan kaçma, milletten kaçma, seçimden kaçma. Ben partime güveniyorum. Ben milletime güveniyorum. Ben adayıma, Ekrem İmamoğlu’na güveniyorum. Hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan. Buradan Erdoğan’a bir seslenelim mi? Ey Erdoğan, ben milletim, ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. 3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler. Milletin yüzü gülecek. Bunu Amasya’dan bütün Türkiye’ye haykırıyoruz. 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür. Bu güzel kentin güzel insanları, iki dağın arasında, Osmanlı’dan kalma kadim medeniyetin güzel, çalışkan insanları. Atatürk’e ev sahipliği yapan, Milli Mücadele’nin ilk durağı, Cumhuriyet’in kuruluş kodlarının temellerinin atıldığı bu güzel memleket, yeniden yüzyıl sonra, yeni bir yürüyüşe var mısınız? Hep beraber iktidara yürümeye var mısınız? Hep beraber Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapmaya var mısınız? Bu yolu birlikte yürümeye var mısınız? O zaman yürüyelim arkadaşlar, yürüyelim."

Mitingden Sloganlar

Çok sayıda vatandaşın katıldığı mitingde sık sık "İmamoğlu'na özgürlük", "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Ya hep beraber, ya hiçbirimiz", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı.

Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.