Tahir Elçi, Katledilişinin 10. Yılında Anıldı

Tahir Elçi, Katledilişinin 10. Yılında Anıldı
Diyarbakır'da düzenlenen anma programında konuşan Türkan Elçi, bir cinayet sonucu gündeme gelen minarenin, bir inancın sembolü olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Tahir Elçi, Ölümünün 8. Yılında Anıldı

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi, 2015'te Sur'da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesinin 8. yıl dönümünde Diyarbakır'da anıldı. Anma törenine Elçi'nin eşi Türkan Elçi'nin yanı sıra çok sayıda siyasetçi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, 28 Kasım 2015'te basın açıklaması yaptığı sırada vurularak öldürülen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi anıldı.

Tahir Elçi'nin eşi ve CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi ile CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ankara Milletvekili Okan Konuralp, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, bölge baroları başkanları, siyasi parti temsilcileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri Diyarbakır Adliyesi önünde toplandı, ardından Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önüne yürüdü.

Anma Töreni Dört Ayaklı Minare Önünde Gerçekleşti

Buradaki anma töreninde, Ahmet Kaya’nın "Diyarbakır Türküsü" ile Tahir Elçi'nin katledilmeden önce yaptığı son konuşmalar dinletildi.

Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, burada yaptığı açıklamada, hakikat ortaya çıkmadan adaletin tecelli etmeyeceğini ifade ederek, “Adalet olmadan barış olmaz. Cezasızlıkla mücadele, Tahir Elçi’nin bütün meslek hayatının omurgasını oluşturdu. Devletin yetkisini aşarak işlenen suçların açığa çıkarılması, faillerin yargılanması, bağımsız ve tarafsız bir yargının inşası için büyük bir emek verdi. Ne yazık ki bugün kendi cinayeti de aynı cezasızlık düzeninin karanlığı içinde bırakılmış durumdadır. Bu gerçek, ülkemizdeki cezasızlık kültürünün ne kadar derinleştiğinin acı çok açık bir göstergesidir” dedi.

Türkan Elçi: "Failleri Arıyoruz"

Güleç’in ardından söz alan Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de “8 yıl önce bir kuşluk vakti karanlığa gömülen bu sokak için buradayız” dedi ve şunları söyledi:

“Ezan sesinin yükseldiği bu minarenin ayaklarına yalan dolandığı için buradayız. Yalana, dolana, riyaya bulanmadan bu minarenin hakka uzanan sesine inanan dürüst imanlılar için buradayız. Yalana, dolana, riyaya bulanmadan bu ülkenin her tarafını bir aile olarak görenler için buradayız. Şiddetsiz bir Türkiye temennisi ve bitti bitecek dediğimiz demokrasinin dirilme tasavvufu için buradayız. Toplu mezarlar, faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplar, tutulmamış yaslar, babalarını görmeden büyüyen çocuklar, evlerde yas ve korku ile büyüyen sessiz öfkeler için buradayız. Bugün buradayız ve bu minarenin ayakların altındaki karanlıkta kaybolan failleri arıyoruz. Failleri kollayanlara, faillerin sırtını sıvazlayanlara, gündüzümüzü karartanlara, yuvamızı dağıtanlara, faili meçhul geleneğini besleyip başka cinayetlerin işlenmesine davetiye çıkaranlara soruyoruz. Failler nerede?”

"Dünün Dünde Kalmadığını Hatırlatıyoruz"

"Faili meçhul cinayetler başta olmak üzere geçmiş dönemde yaşanan hak ihlallerini anmadan barıştan söz edenlere seslendiğini" dile getiren Elçi, şöyle konuştu:

“Hakkımız olan adalet nerede? Demokrasiye olan inancımıza balyoz indirenlere, seçme ve seçilme hakkımızı, ifade özgürlüğümüzü gasp edenlere soruyoruz. Demokrasi nerede? 'Failleri, karanlıkları, vicdanı, adaleti, hakkı, hukuku, özgürlüğü, demokrasiyi unutun, ölüleriniz gibi siz de susun' diyorlar. Bu kırık sokakta ve bir adım ötemizde isimleri dahi bilinmeyen, betonların altında yatan, yasları tutulmayan ölülerin kaçının kırkı, kaç kez çıktı? Soruyoruz. Müsebbiplerinin çıkmayan gıkını 8 yıldır durmaksızın soruyoruz. 'Ölülerinizi unutun, ölüleriniz gibi siz de susun' diyorlar. Başta faili meçhul cinayetler olmak üzere geçmiş dönemde yaşanan hak ihlallerini anmadan barıştan söz edenlere sesleniyoruz. Dünün dünde kalmadığını, bugünümüzün ve yarınlarımızın da dünün üzerine bina edileceğini, karanlık dünlerin aydınlatılmasının ahlaki, hukuki ve siyasal bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyoruz. 'Karanlık dünleri unutun. Ölüleriniz gibi siz de susun' diyorlar. Biz her türlü baskıya, şedit dilin zulmüne rağmen devraldığımız tarihsel anlatılarımızın dileğiyle, kapanmayan yaralarımızın acısıyla, hiçbir güce dayanmamanın hafifliğiyle konuşuyoruz. Omuzlarımızda kayıplarımızın bıraktığı yükün ağırlığıyla sorguluyoruz.

Bu sokaktan Madımak’a Ankara Garı'na, Suruç'a ve evde ölülerini bekleyenlere karanfil gönderiyoruz. Her geçen gün kapında karanfiller birikiyor. Bir inancın sesi olan bu minarenin menfur bir cinayetle anılmasından hicap duyuyoruz. Minarenin ayaklarına 8. kez karanfil bırakıyoruz."

TBB Başkanı: "Cezasızlığı Kabullenmeyeceğiz"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise, 8 senedir ailesine sarılıp gönülden bir başsağlığı dileyemediklerini, 8 senedir huzurla bir anma etkinliği icra edemediklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Çünkü anmak için kabullenmek ve huzur gerekir. Biz cezasızlığı kabullenmedik, kabullenmeyeceğiz. Ne zaman ki başta ailesi olmak üzere tüm Türkiye Tahir Elçi cinayetinin gerçekte ne olduğunu öğrenir ve failleri hesabını verir, işte o zaman burada olacağız, bu sokakta bir anma etkinliği gerçekleştireceğiz. Sadece biz değil, dostları, arkadaşları konuşacak. Hatıralarını anlatacaklar. Belki ilk defa biraz tebessüm edeceğiz. O zaman anacağız. Ama şimdi mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü o geleneği Tahir Elçi başkanlarımızdan aldık biz. Şunu çok iyi biliyoruz ki adalet dilekle ve temenniyle gelmiyor. Adalet güçlü bir siyasi irade ve bağımsız bir yargıyla gelir ancak.”

Anma programı, konuşmaların ardından Elçi’nin öldürüldüğü yere karanfiller bırakılmasıyla son buldu.

Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.